Meyve bahçelerimizi nasıl sulayalım?

Ülkemizin kullanılabilir su kaynakları çok sınırlıdır. Küresel ısınma sonucunda ortaya çıkması beklen sıcaklık, yağış, oransal nem, rüzgâr gibi iklim faktörlerinde meydana gelen değişimlerinde su kaynaklarını olumsuz etkilemesi beklenmektedir. Bunun yanında, hızlı nüfus artışı ile su kaynaklarına olan talebin artması ve su kalitesinin düşmesi gibi faktörler nedeniyle mevcut su kaynaklarının planlı ve randımanlı kullanılması son derece önemli hale gelmiştir. Bu nedenle üretimi yapılan bitkilerin belli bir sulama programı ile sulanması sadece bitki açısından değil, toprak ve su kaynaklarımızın sürdürülebilirliği bakımından da önem taşımaktadır.



Meyve ağaçlarının doğru sulanması için, suyun doğru zamanda, yeter miktarda kök bölgesinde ulaştırılması gerekmektedir. Sulama programları, ağaçların yetiştirildiği bölgeye, kullanılan anaca, ağaçların yaşına, verim durumuna ve toprak bünyesine bağlı olarak değişiklik gösterir.

Meyve türlerine bağlı olarak 1 mm 2 de 200-800 adet arasında değişen stoma (yapraklar üzerinde gözle görülemeyecek kadar küçük delikler) bulunur. Toprak nemi azaldığında yani yeterli sulama yapılmadığında bu stomalar kapanmaya başlar, terleme azalır, bitkilerde stres etkileri görülmeye başlar ve kökler suyu almak için daha fazla enerji harcamak zorunda kalırlar. Tomurcuklar zayıf kalır ve takip eden ilkbaharda iyi gelişim gösteremezler. Sürgün gelişmesi zayıf olur, ağaçlar tepe tomurcuklarını daha erken oluşturarak gelişimlerini durdururlar. Bu olumsuz etkilerin yanında, yaprak alanının küçülmesine, meyve dökümüne, sürgünlerin kurumasına, güneş yanıklıklarının artmasına yol açar.



Aşırı sulama yapıldığı zamanda, tek yıllık sürgünler yeterince pişkinleşemez (odunlaşmaz), bu yüzdende erken sonbahar soğuklarından ağaçlar daha fazla zarar görür. Yüksek neme bağlı olarak mantari hastalıklar daha çok ortaya çıkar. Fazla su, ağaçların daha fazla dal ve yaprak oluşturmasına, aşırı gölgelenme meydana gelmesine ve meyvelerin yeterince renklenmemesine sebep olur. Fazla su topraktaki oksijen miktarını azaltacağı için bitki gelişimi bu durumdan olumsuz etkilenir.

Sulamada kullanacağımız suyun analizinin mutlaka yapılması gereklidir. Suyun bileşiminde bulunan zararlı maddeler tedbirler alınarak kullanılabilecek düzeyde ise, sulama yöntemi de buna göre belirlenmelidir. Eğer tuz içeriği fazla olan su mecburen kullanılmak istenirse Sulardaki tuzun uzaklaştırılması için ozmoz yöntemi kullanılabileceği gibi, iyon tutucu kimyasallarda kullanılabilmektedir. Fakat bu yöntemler pahalı olduğundan tavsiye edilmemektedir. Hafif tuzluluk olan yörelerde sırta dikim sistemi kullanılarak bahçe tesisi yapılabilir.,



Eğer sulama suyu içinde izin verilen miktardan fazla klor varsa ya üstü açık havuz yapılarak su bekletilmeli ya da suya yeteri kadar askorbik asit ilave edilmelidir. Sularda normalden fazla bor varsa, bu durum yapraklarda kloroz(sarılık) ve nekrozların (lekeler) oluşmasına, dolayısıyla da fotosentez ve solunumu olumsuz yönde etkilenmesine sebep olmaktadır. Bunun sonucunda da meyvelerde verim ve kalite düşmektedir. Suda bulunan bor birkaç yöntemle uzaklaştırılabilmektedir. Fakat bu yöntemlerin etkinliği az olup, maliyetleri de çok yüksektir.

Meyve ağaçlarında su yetersizliğinde prolin birikimi artar. Prolin birikimi yapraklarda erken yaşlanmaya neden olur. Fidan ya da ağaçların taç iz düşümüne tek veya birkaç noktadan değil de halka


şeklinde birçok noktada su verilmelidir. Ana gövdeye su değdirilmemelidir.

Tarım ve Orman Bakanlığı Kırsal Kalkınma Destekleri Kapsamında Bireysel Sulama Sistemlerinin Desteklenmesi Hakkında Tebliğ 25 Şubat 2021 tarihli Resmi Gazete' de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Bu kapsamda 30 Ocak 2021 ile 31 Aralık2025 tarihleri arasında yüzde 50 oranında hibe desteği sağlanacak. Başvurular 1 Mart tarihinde başlayarak ve 1 Nisanda sona erecektir.